Snowtown, 2011



Yönetmen: Justin Kurzel | Fragman>>>

Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız, 2014


Yönetmen: Ana Lily Amirpour
Gösterim Tarihi: 24 Nisan 2015
FRAGMAN>>>


Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız, Ana Lily Amirpour’un ilk uzun metrajı; aynı zamanda tarihin ilk Farsça çekilmiş feminist vampir filmi. İran Devrimi’nden kısa bir süre sonra İngiltere’de doğup ABD’de büyüyen yönetmen Amirpour, filmi Kaliforniya’da çekmiş. Fakat filmin baştan sona Farsça olması ve uzaktan seçilen petrol tesisleriyle Kötü Şehir’in hayali de olsa bir İran şehri olarak tasvir edilmesi, anlatılanın bir İran hikâyesi olduğuna şüphe bırakmıyor. Kız’ın gece vakti korku duymak şöyle dursun bilakis korku saçarak sokakları arşınlamasının yarattığı hissi ve kaykayının rüzgarı Kız’a vurdukça izleyiciye de ekrandan esen o tatlı meltemi, İran’daki –devrim sonrası ülkesini terk etmek zorunda kalan akademisyen Şehrazad Mojab’ın deyimiyle- toplumsal cinsiyet ‘apartheid’ından ayrı düşünmek mümkün değil. Vampirliğin ebediliği ve dolayısıyla Kız’ın binlerce yıldır bu yollarda yürümüş olması, filmdeki o sessiz fona farklı katmanlar da getiriyor. Sonsuz yürüyüşlerinde Kız hayattan, tüm pisliklerine rağmen yılmıyor, iştahını kaybetmiyor. Hayattan bıkmamak denen şeyi bir vampirden daha iyi kim bilebilir ki?

Son bir cesaret örneği daha gösteren Kız, aşktan da sakınmıyor. Vampir taarruzlarından ibaret olmayan filmde Kız’ın Araş adlı gençle yaşadığı aşkın ‘genesis’ini de doya doya izliyoruz. Araş’ın hediye ettiği küpeleri takabilmek uğruna kızgın iğneyle kulak delme sahnesinde fiziksel ve mecazi penetrasyonlar havada uçuşuyor. Aşkın olmazsa olmazı “olmadık işler peşinde koşma” hissi bu sahnede cayır cayır. 

O an kulaklar ve ruhlar delinip geçilirken Araş filmin sonunda yapacağı zorlu muhasebeden habersiz. Dünyanın en uslu kedisi, Kız ve izleyici hep birlikte Araş’ın kararını beklerken aklımızda ister istemez yine o replik: “Sadece aptallar ve zenginler bir şeylerin değişebileceğine inanır.” 

Kaynak: Altyazı, Şubat
Duygu Aytaç 

Partner, 1968


Yönetmen: Bernardo Bertolucci  | Fragman>>>

To agori troei to fagito tou pouliou, 2012


Yönetmen: Ektoras Lygizos |  Fragman>>>

Jay-Jay Johanson - Poison (2000)

"Favori Albümlerim" serisi yapıp da hiç şüphesiz Jay-Jay Johanson olmasa olmazdı. Tercihimi diskografisinin üçüncü albümünden yana kullandım. Kulaklarınızda Poison, keyifli dinlemeler. 



Dikkate değer "MART FİLMLERİ"

Geronimo, 2014
Yönetmen: Tony Gatlif

Fransa’nın güneyi. Boğucu Ağustos sıcağında, genç bir sosyal eğitimci olan Geronimo, St. Pierre mahallesinin gençleri arasındaki gerilimi yatıştırmaya çalışıyor. Türk kökenli genç bir kız olan Nil Terzi’nin görücü usulü evliliğinden kaçıp, çingene sevgilisi Lucky Molina’nın kollarına koştuğunda mahallenin havası değişiyor. Onların kaçışıyla iki grup arasındaki düşmanlık da alevleniyor. Karşılıklı tartışmalar ve müzikal atışmalar başlayınca, Geronimo etrafında olup bitenlere kayıtsız kalamıyor ve tarafları yatıştırmak için kolları sıvıyor.


Pasolini (2014)
Yönetmen: Abel Ferrara


Abel Ferrara'nın yeni filmi, 1975 yılında hayatını kaybeden usta yönetmen Pier Paolo Pasolini'nin son günlerini ve ardında şüphe yaratan ölümünü beyazperdeye taşıyor. Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali kapsamında gerçekleştiren filmde Pasolini'ye Willem Dafoe hayat veriyor. Şair, yönetmen, gazeteci ve aydın olan çok yönlü sanat adamı Pasolini, İtalyan sanat ve siyaset çevrelerinin de en tanınmış isimlerinden biri olarak görülüyordu. Öldürüldüğünde, hakkında bazı söylentiler ve cinayetle ilgisi olabilecek şüpheliler ortaya çıkmış, fakat gerçek katil asla bulunamamıştı. 2005 yılında, bazı yeni kanıtların ele geçmesiyle birlikte  cinayet dosyası yeniden gündeme geldi. Yönetmen Abel Ferrara, bu çok yönlü sanat adamının son günlerini siyaset ve sinema tarihini harmanlayarak ele alıyor. Oyuncu kadrosunda Dafoe'ye Maria de Medeiros, Riccardo Scamarcio ve Giada Colagrande gibi isimler eşlik ediyor.